Emrah Ateş Şiiri ve Sevdazan Yorumu
4 Ekim 2010 Pazartesi
Şiir yazmakta acemi olduğum zamanlar.
Tek kalıyordum.
Sene 2007.
Bir anneye duyulan özlemle ilgili yazılan bir şiir.
O günler en sevdiğim şey Best Fm'de Bedirhan Gökçe'nin Üçüncü Sayfa Programını geceyarısı dinleyip, biriken duygularımı kafiyeli bir şekilde yazmaktı. O zamanlar ''arabesk şair'' diyordum kendime. Şiire yeni başladığım gibi yeni yeni aşık da olduğum zamanlardı. Ergenlikteydim, yalnız yaşıyordum ve çok mutsuzdum. O zaman öğrendim yazmanın güzelliğini...
Beni istemeyeceğim bir hayattan yazmak kurtardı diyebilirim. Sonraları 2007'nin ortalarında takıldığım Türkiyeforum adlı bir site vardı. Ki o zamanlar en çok sevdiğim şey o sitede takılmaktı. Şiirlerimi orada paylaşıyor yorum alıyor, yorum yazıyor güzel dostluklar ediniyordum. Hala o yıllardan kalma bir arkadaşım var sık sık görüşürüm. Orada Şair bir agabey ile tanışmıştım. Nam-ı SEVDAZAN ( Mustafa Çelebi Çetinkaya ) Bendeki ışığı o zamanlar görmüş iyi şiir yazma konusunda bana taktikler vermiş ve şiirlerimi sık sık yorumlamıştı. Şimdi kendini beğenmişler gibi googlede kendi adımı aratırken ( acaba ilk ben mi çıkıyorum diye ) aşağıdaki yazıyı buldum ve paylaşmak istedim. Yeniden kendim de okudum. Unutmuşum resmen o şiiri. Ne kadar acemi ve aynı zamanda ne kadar duygu yüklü olduğumu gördüm. Yıllar ne kadar da çabuk geçmiş. Ve ben ne kadar kendimi geliştirmişim, değiştirmişim... İyi ki şiir yazmaya başlamışım o tek odalı barınağımda. Ne deyim...
EMRAH ATEŞ ŞİİRİ VE SEVDAZAN YORUMU ( 2007 temmuz )
Şiirde gaye içte ki seslenişi gizemli bir melodiyle aktarmaktır. Şair duygularını dillendirirken betimlemelere başvurur ve edebiyatın güzide usulleri kendini şiir içinde gösterir. Öyle ki edebiyat bir benzetim sanatıdır aslında. Kinaye ve teşbihlerle, imla ve duraksamalarla anlatımın en hoş halini sunabilmektir.
Anne kişinin vazgeçemeyeceği ölçütte bir manadır ve anlatımı zor, ifadesi güçtür. Kaç şair ANNE kavramını farklı lisanlarla ve farklı imgelerle sunmuştur ama yetmemiştir yetmeyecektir.
Emrah kardeşimiz anne şiirinde yüreğinin derinlerinden gelen sesi duyabilmiştir ki aslında maharet budur.
Şimdi şiirin içine satırların arasına yolculuğumuz başlasın diyorum....
Yanımda olsaydın eğer
Her gün içinde kimsenin olmadığını bildiğim
Otek odalı tek kaldığım.......
Şiirde noktalama ve imla kuralları çok önemlidir. 3.mısrada birleşik yazılan o ve tek kelimeleri anlamı kaydırmakta olduğundan düzeltilmesi icap eder. Yine devamında tek kaldığım derken aynı satırda da eş kelime kullanıldığından anlam değişmesin diye düzeltme yapmak lüzum eder. Şu olabilir netice.
O tek odalı bir başıma kaldığım....diye devam eder şiir ve yine önemli bir nokta ki şiirlerde sayıları rakamla değil de yazıyla yazmak daha hoş bakış kazandırır şiire.
Sen açardın kapıyı bana
Ve sofra hazırma diye sorardım içeri girdiğimde.
Yine burada ikinci satırda kullanılan “ve” bağlacına bence lüzum yok. İlk mısra ile ikinci mısra arasında gizli bir anlam bütünlemesi olduğundan bağlaç kendince bir sıra koymuş. Ve bağlacını kaldırman hoş olacaktır.
Yemeğimi yerdim
Saçımı okşardın,
Yüreğimi okşardın... Burası şiire daha ilk mısralarda gerçekten letafet katmış. Önce saçların peşin sırada yüreğin okşanması. Vurgulu anlatım hakim...
Arkandan döktüğüm her gözyaşını biriktirdim. Her gözyaşı demek için gözyaşlarını tek tek ayırmak icap eder. Gözyaşı bütün anlam olduğundan her diye bir seçicilik katmak olmaz. Buraya yakışacak en güzel ifade “arkandan göz yaşlarımı biriktirdim” olacaktır.
Şimdi ona çekmece gölü diyorlar. Burada çekmece kelimesi pek bir edebi tasvir olmadığından, göl tanımlamasına başka bir sıfat bulmak daha reva olacaktır kanaatindeyim. Örnek cefa gölü diyebilirsin, yada hüzün gölü... veya göl benzetmesini de değiştirerek hüzün denizi yakışır bence.
Beni ayağında ezen sen ol cehennem vız gelir be annem
Koynunun sıcaklığı
Ellerinin sıcaklığı yok ya neylersin... Yine şiirde güzel bir vurgulama kısmı. Şiiri eleştirmek demek sadece eksikleri değil artıları da görmek demektir ve bu şiirde artılarıyla çok yerde eksileri götürse de o eksilerin değişmesinde fayda vardır. Cennet anaların ayağı altındadır sözü ile güzel bir köprü kuran şair, anne sevgisi ve özlemiyle mısraları ahenge kavuşturmuş.
Geçenlerde hastalandım
Arkadaşımın annesi baktı bana
Niye sen yoktun be anne
. Diye devam eden paragrafın müteakibinde ki mısralar çok hoş ama bir ikilem söz konusu. Zira birazda devrik cümle kurduğumuzda bu müthiş paragraf daha da güzel bir hal alacaktır.
“Hastalandım geçenlerde, ama sen yoktun yanımda” de ve Niye sen yoktun be anne cümlesini aradan kaldır? Sorgulamada bu yakışmamış. Ama bu kıtanın devam eden kısımlarında ki kıyaslama gerçekten güzel olmuş.
..
Senin yokluğundan olsa gayrı ile başlayan kısım da hoş. Yalnız burada gayrı bitik anlam ifade ediyor ama mana bitmediğinden geniş zamanlı bir edat kullanabilir ve oraya “senin yokluğundan olsa gerek “” diyebilirsin.
Sevilmek istedim anne
Suçsuzum ben
Nereden bilebilirdim ki gideceklerini
Suçsuzum ben
Sadece sevdim...
Bir kızı ömrü boyunca unutamayacağı kadar sevdim
Senin gibi sevdim
Senin yerine koydum...
Sevmek istedim anne,
Seni sevdiğim gibi karşılıksız sevip, sevgi dilendim.
Tahmin edemedim gideceğini,
Tahmin edemedim bir ömür seveceğim kızın terk edeceğini.
Sevmek istedim anne seni sevdiğim gibi.
Ne yapayım be anne
Senin yokluğunda bir tek o izin verdi
Başını omuzuma koymama
Sımsıkı sarılıp ağlamama
Bir tek o izin verdi... ---- Burada da öznelerin kullanımı ve cümleye yayılması bence çok önemli.
Şöyle..
Ah be anne!
Yokluğunda bir onun omzuna yasladım başımı,
Ve ağladım ona sarıldım sımsıkı,
Yokluğunda bir o vardı anne, yalnız o vardı.
Ama oda gitti
Senin gibi oda bıraktı beni yarı yolda
Sanki arkadan göl oluşturduğum yetmiyormuş gibi
Bir deniz yaratmam için oda gitti...dediğin bu kıtada da göl oluşturmak yakışmamış ve yine birkaç düzenleme icap etmiş.
Bu cümleye de bağlaçla başlamak önemli çünkü bir önceki kısım ile arasında bir köprü kurmak gerek.
-ve gitti anne, o da gitti
-o da yarı yolda bırakıp terk etti.
-sanki yetmiyormuş gibi acılarım,
- bir dolu çileyi yükledi gönlüme ve gitti.
diyerek cümleyi kıyaslama yaparız.
Ben ''seni seviyorum'' un sadece seviyorum kısmı ile ilgilendim
Çünkü ''taşı sevmedim''
Sadece '' seni sevdim''... Burası muhteşem... gerçekten... İmge öyle güzel durulmuş ki. İşte şiir demek en ince detayı ama en göz önünde duran detayı hiç umulmayan anda umulmayan satırdan çıkarmak demektir ve bu kısımda harika olmuş.
Senin yerini doldurmak istediklerimi
Gitmeseydin eğer
Kahrolmazdım şimdi. Kısaca derim ki bu kısmı kaldır şiirden.
Ve kardeşim şu kısmıda kaldır şiirden
Dünyada kaç tane insan çamaşır yıkamayı öğrenemediği için
3 aydır aynı pantolonu giyiyor
Yemek yapmayı bilmediği için
Sabah öğlen akşam ekmek arası.....
Şiirde önemli noktalardan birisi de nedir biliyor musun? Kullandığın isimler. Evet bu çok zaman gözden kaçar ama isim gerçekten önemlidir. Birini anlatırken birini misal verirken yada birini acılara konuk ederken. Gelelim mevzunun aslına.
Duydum ki bizim utku evlenmiş
Annesiyle kız istemeye gitmişler
O günden beri kendime sormadan edemiyorum
Ben kiminle gidicem...İşte bu kısım. Hadi yeni haline bakalım beraber.
Duydum ki evlenmiş bizim Rıza,
Annesiyle beraber gitmişler kız istemeye
O gün bu gündür takılır durur kafama anne,
Anne takılır kafama bu soru işte...
Takılır kafama ve yorar beni kimle gideceğim diye.
Tamam onu senin yerinew koydum
O'nu O'nunla nasıl isteyeceğim.... çıkar dostum çıkar. Şiirde ki maneviyatı ezen bu kısmı da şiirden çıkar.
Yine muhteşem bir kısım gerçekten....
Benim mutlu olmam için sen lazımsın
Her akşam dönmen için yıldızlardan tuttuğum dileğin tutmasını diliyorum
Babamın bana bıraktığı nasihatleri olmasa
Yaşayabilir miydim bilmiyorum.....
Ve gelelim şiirin son kısmına. Güzel insan. Şiirde en önemli kısım bitiş kısmıdır. Çünkü o ana dek anlatmaya çalıştığın şey ordadır. İletmeye çalıştığın şey ordadır. Sır gizem anlam ve güzellik ordadır. O neden bu şiirin son kısmı da ne yazık eleştiri görecektir. Önce son kısıma bakalım.
Ama ikinizde üzülmeyin
Tek bir yürek te olsam
Yıkılmayacağım
Çünkü ben sizin evladınızım
Artık aslı yitik bir evlat yok
Yeniden bağlandım hayata
Beni izliyorsunuz biliyorum
İçimdeesiniz
Burcu burcu kokuyosunuz
Sizi seviyorum...
... Şiir anneye yazılmış bir şiir. Şiirin ortalarında bir de sevgili karışıyor duyguların ortasına. Ama son kısımda babayı da karıştırmışsın ve şiirin anneye yazılmış olması ihtilafa düşmüş.
Önemle iletirim ki şiiri uzun tutmak beceri ister. Bu nedenle fazla uzatmamaya gayret göster. Zira özetle diyeyim ki son kısmı değiştir ve fazla uzun olmayan bir cümle ile bağla. Karşılaştırma yaparak bir bakalım.
Üzülme Anne!
Sen olmasan da yanı başımda yılmayacağım.
Aslını yitirmiş bir evlat olarak çıkmayacağım karşına.
Biliyorum , beni izliyorsun,
İçimde bir yerlerde bana benden daha yakınsın.
Ve kokun anne... kokun hala üzerimde
Sen yanımda olmasan da seviyorum,
Seviyorum seni anne...
__ benden bu kadar sevgili dost... Şimdi şiirin son enenmiş haliyle bir bakalım mı ne dersin.
....
____ANNEM ‘ E ____
Yanımda olsaydın eğer
Her gün içinde kimsenin olmadığını bildiğim
O tek odalı bir başıma kaldığım....
Soğuk,
Karanlık
Meçhul evimin kapısını açmak için
Dakikalarca oyalanmazdım kapıda
Sen açardın kapıyı bana
Sofra hazır mı diye sorardım içeri girdiğimde.
Yemeğimi yerdim
Saçımı okşardın,
Yüreğimi okşardın
Arkandan göz yaşlarımı biriktirdim
Şimdi ona hüzün denizi diyorlar
“Cennet anaların ayaklarının altındadır”
Beni ayağında ezen sen ol cehennem vız gelir be annem
Koynunun sıcaklığı
Ellerinin sıcaklığı yok ya neylersin...
Hastalandım geçenlerde, ama sen yoktun yanımda
O kadar zoruma gitti ki
Senin elinden acı da olsa bir çorba içememek
Senin üflediğin kaşıktan yiyememek
Şimdi geceleri kan ter içinde uyandığım zaman
Alnıma ıslak bir bez koyacak kimsenin olmaması o kadar zoruma gitti ki...
Senin yokluğundan olsa gerek
Hep birilerini sevmeyi denedim
Senin bende eksik kalan yanını
Doldursunlar istedim
Sevmek istedim anne,
Seni sevdiğim gibi karşılıksız sevip, sevgi dilendim.
Tahmin edemedim gideceğini,
Tahmin edemedim bir ömür seveceğim kızın terk edeceğini.
Sevmek istedim anne seni sevdiğim gibi.
Ah be anne!
Yokluğunda bir onun omzuna yasladım başımı,
Ve ağladım ona sarıldım sımsıkı,
Yokluğunda bir o vardı anne, yalnız o vardı.
ve gitti anne, o da gitti
o da yarı yolda bırakıp terk etti.
sanki yetmiyormuş gibi acılarım,
bir dolu çileyi yükledi gönlüme ve gitti.
Ben ''seni seviyorum'' un sadece seviyorum kısmı ile ilgilendim
Çünkü ''taşı sevmedim''
Sadece '' seni sevdim''
Duydum ki evlenmiş bizim Rıza,
Annesiyle beraber gitmişler kız istemeye
O gün bu gündür takılır durur kafama anne,
Anne takılır kafama bu soru işte...
Takılır kafama ve yorar beni kimle gideceğim diye...
Benim mutlu olmam için sen lazımsın
Her akşam dönmen için yıldızlardan tuttuğum dileğin tutmasını diliyorum
Babamın bana bıraktığı nasihatleri olmasa
Yaşayabilir miydim bilmiyorum?...
Üzülme Anne!
Sen olmasan da yanı başımda yılmayacağım.
Aslını yitirmiş bir evlat olarak çıkmayacağım karşına.
Biliyorum ,
İçimde bir yerlerde bana benden daha yakınsın.
Ve kokun anne...
kokun hala üzerimde
Sen yanımda olmasan da seviyorum,
Seviyorum seni anne...
Şiir: Emrah ATEŞ ( zekocan )
Yorum- Düzenleme: Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA (Sevdazan)
Tek kalıyordum.
Sene 2007.
Bir anneye duyulan özlemle ilgili yazılan bir şiir.
O günler en sevdiğim şey Best Fm'de Bedirhan Gökçe'nin Üçüncü Sayfa Programını geceyarısı dinleyip, biriken duygularımı kafiyeli bir şekilde yazmaktı. O zamanlar ''arabesk şair'' diyordum kendime. Şiire yeni başladığım gibi yeni yeni aşık da olduğum zamanlardı. Ergenlikteydim, yalnız yaşıyordum ve çok mutsuzdum. O zaman öğrendim yazmanın güzelliğini...
Beni istemeyeceğim bir hayattan yazmak kurtardı diyebilirim. Sonraları 2007'nin ortalarında takıldığım Türkiyeforum adlı bir site vardı. Ki o zamanlar en çok sevdiğim şey o sitede takılmaktı. Şiirlerimi orada paylaşıyor yorum alıyor, yorum yazıyor güzel dostluklar ediniyordum. Hala o yıllardan kalma bir arkadaşım var sık sık görüşürüm. Orada Şair bir agabey ile tanışmıştım. Nam-ı SEVDAZAN ( Mustafa Çelebi Çetinkaya ) Bendeki ışığı o zamanlar görmüş iyi şiir yazma konusunda bana taktikler vermiş ve şiirlerimi sık sık yorumlamıştı. Şimdi kendini beğenmişler gibi googlede kendi adımı aratırken ( acaba ilk ben mi çıkıyorum diye ) aşağıdaki yazıyı buldum ve paylaşmak istedim. Yeniden kendim de okudum. Unutmuşum resmen o şiiri. Ne kadar acemi ve aynı zamanda ne kadar duygu yüklü olduğumu gördüm. Yıllar ne kadar da çabuk geçmiş. Ve ben ne kadar kendimi geliştirmişim, değiştirmişim... İyi ki şiir yazmaya başlamışım o tek odalı barınağımda. Ne deyim...
EMRAH ATEŞ ŞİİRİ VE SEVDAZAN YORUMU ( 2007 temmuz )
Şiirde gaye içte ki seslenişi gizemli bir melodiyle aktarmaktır. Şair duygularını dillendirirken betimlemelere başvurur ve edebiyatın güzide usulleri kendini şiir içinde gösterir. Öyle ki edebiyat bir benzetim sanatıdır aslında. Kinaye ve teşbihlerle, imla ve duraksamalarla anlatımın en hoş halini sunabilmektir.
Anne kişinin vazgeçemeyeceği ölçütte bir manadır ve anlatımı zor, ifadesi güçtür. Kaç şair ANNE kavramını farklı lisanlarla ve farklı imgelerle sunmuştur ama yetmemiştir yetmeyecektir.
Emrah kardeşimiz anne şiirinde yüreğinin derinlerinden gelen sesi duyabilmiştir ki aslında maharet budur.
Şimdi şiirin içine satırların arasına yolculuğumuz başlasın diyorum....
Yanımda olsaydın eğer
Her gün içinde kimsenin olmadığını bildiğim
Otek odalı tek kaldığım.......
Şiirde noktalama ve imla kuralları çok önemlidir. 3.mısrada birleşik yazılan o ve tek kelimeleri anlamı kaydırmakta olduğundan düzeltilmesi icap eder. Yine devamında tek kaldığım derken aynı satırda da eş kelime kullanıldığından anlam değişmesin diye düzeltme yapmak lüzum eder. Şu olabilir netice.
O tek odalı bir başıma kaldığım....diye devam eder şiir ve yine önemli bir nokta ki şiirlerde sayıları rakamla değil de yazıyla yazmak daha hoş bakış kazandırır şiire.
Sen açardın kapıyı bana
Ve sofra hazırma diye sorardım içeri girdiğimde.
Yine burada ikinci satırda kullanılan “ve” bağlacına bence lüzum yok. İlk mısra ile ikinci mısra arasında gizli bir anlam bütünlemesi olduğundan bağlaç kendince bir sıra koymuş. Ve bağlacını kaldırman hoş olacaktır.
Yemeğimi yerdim
Saçımı okşardın,
Yüreğimi okşardın... Burası şiire daha ilk mısralarda gerçekten letafet katmış. Önce saçların peşin sırada yüreğin okşanması. Vurgulu anlatım hakim...
Arkandan döktüğüm her gözyaşını biriktirdim. Her gözyaşı demek için gözyaşlarını tek tek ayırmak icap eder. Gözyaşı bütün anlam olduğundan her diye bir seçicilik katmak olmaz. Buraya yakışacak en güzel ifade “arkandan göz yaşlarımı biriktirdim” olacaktır.
Şimdi ona çekmece gölü diyorlar. Burada çekmece kelimesi pek bir edebi tasvir olmadığından, göl tanımlamasına başka bir sıfat bulmak daha reva olacaktır kanaatindeyim. Örnek cefa gölü diyebilirsin, yada hüzün gölü... veya göl benzetmesini de değiştirerek hüzün denizi yakışır bence.
Beni ayağında ezen sen ol cehennem vız gelir be annem
Koynunun sıcaklığı
Ellerinin sıcaklığı yok ya neylersin... Yine şiirde güzel bir vurgulama kısmı. Şiiri eleştirmek demek sadece eksikleri değil artıları da görmek demektir ve bu şiirde artılarıyla çok yerde eksileri götürse de o eksilerin değişmesinde fayda vardır. Cennet anaların ayağı altındadır sözü ile güzel bir köprü kuran şair, anne sevgisi ve özlemiyle mısraları ahenge kavuşturmuş.
Geçenlerde hastalandım
Arkadaşımın annesi baktı bana
Niye sen yoktun be anne
. Diye devam eden paragrafın müteakibinde ki mısralar çok hoş ama bir ikilem söz konusu. Zira birazda devrik cümle kurduğumuzda bu müthiş paragraf daha da güzel bir hal alacaktır.
“Hastalandım geçenlerde, ama sen yoktun yanımda” de ve Niye sen yoktun be anne cümlesini aradan kaldır? Sorgulamada bu yakışmamış. Ama bu kıtanın devam eden kısımlarında ki kıyaslama gerçekten güzel olmuş.
..
Senin yokluğundan olsa gayrı ile başlayan kısım da hoş. Yalnız burada gayrı bitik anlam ifade ediyor ama mana bitmediğinden geniş zamanlı bir edat kullanabilir ve oraya “senin yokluğundan olsa gerek “” diyebilirsin.
Sevilmek istedim anne
Suçsuzum ben
Nereden bilebilirdim ki gideceklerini
Suçsuzum ben
Sadece sevdim...
Bir kızı ömrü boyunca unutamayacağı kadar sevdim
Senin gibi sevdim
Senin yerine koydum...
Sevmek istedim anne,
Seni sevdiğim gibi karşılıksız sevip, sevgi dilendim.
Tahmin edemedim gideceğini,
Tahmin edemedim bir ömür seveceğim kızın terk edeceğini.
Sevmek istedim anne seni sevdiğim gibi.
Ne yapayım be anne
Senin yokluğunda bir tek o izin verdi
Başını omuzuma koymama
Sımsıkı sarılıp ağlamama
Bir tek o izin verdi... ---- Burada da öznelerin kullanımı ve cümleye yayılması bence çok önemli.
Şöyle..
Ah be anne!
Yokluğunda bir onun omzuna yasladım başımı,
Ve ağladım ona sarıldım sımsıkı,
Yokluğunda bir o vardı anne, yalnız o vardı.
Ama oda gitti
Senin gibi oda bıraktı beni yarı yolda
Sanki arkadan göl oluşturduğum yetmiyormuş gibi
Bir deniz yaratmam için oda gitti...dediğin bu kıtada da göl oluşturmak yakışmamış ve yine birkaç düzenleme icap etmiş.
Bu cümleye de bağlaçla başlamak önemli çünkü bir önceki kısım ile arasında bir köprü kurmak gerek.
-ve gitti anne, o da gitti
-o da yarı yolda bırakıp terk etti.
-sanki yetmiyormuş gibi acılarım,
- bir dolu çileyi yükledi gönlüme ve gitti.
diyerek cümleyi kıyaslama yaparız.
Ben ''seni seviyorum'' un sadece seviyorum kısmı ile ilgilendim
Çünkü ''taşı sevmedim''
Sadece '' seni sevdim''... Burası muhteşem... gerçekten... İmge öyle güzel durulmuş ki. İşte şiir demek en ince detayı ama en göz önünde duran detayı hiç umulmayan anda umulmayan satırdan çıkarmak demektir ve bu kısımda harika olmuş.
Senin yerini doldurmak istediklerimi
Gitmeseydin eğer
Kahrolmazdım şimdi. Kısaca derim ki bu kısmı kaldır şiirden.
Ve kardeşim şu kısmıda kaldır şiirden
Dünyada kaç tane insan çamaşır yıkamayı öğrenemediği için
3 aydır aynı pantolonu giyiyor
Yemek yapmayı bilmediği için
Sabah öğlen akşam ekmek arası.....
Şiirde önemli noktalardan birisi de nedir biliyor musun? Kullandığın isimler. Evet bu çok zaman gözden kaçar ama isim gerçekten önemlidir. Birini anlatırken birini misal verirken yada birini acılara konuk ederken. Gelelim mevzunun aslına.
Duydum ki bizim utku evlenmiş
Annesiyle kız istemeye gitmişler
O günden beri kendime sormadan edemiyorum
Ben kiminle gidicem...İşte bu kısım. Hadi yeni haline bakalım beraber.
Duydum ki evlenmiş bizim Rıza,
Annesiyle beraber gitmişler kız istemeye
O gün bu gündür takılır durur kafama anne,
Anne takılır kafama bu soru işte...
Takılır kafama ve yorar beni kimle gideceğim diye.
Tamam onu senin yerinew koydum
O'nu O'nunla nasıl isteyeceğim.... çıkar dostum çıkar. Şiirde ki maneviyatı ezen bu kısmı da şiirden çıkar.
Yine muhteşem bir kısım gerçekten....
Benim mutlu olmam için sen lazımsın
Her akşam dönmen için yıldızlardan tuttuğum dileğin tutmasını diliyorum
Babamın bana bıraktığı nasihatleri olmasa
Yaşayabilir miydim bilmiyorum.....
Ve gelelim şiirin son kısmına. Güzel insan. Şiirde en önemli kısım bitiş kısmıdır. Çünkü o ana dek anlatmaya çalıştığın şey ordadır. İletmeye çalıştığın şey ordadır. Sır gizem anlam ve güzellik ordadır. O neden bu şiirin son kısmı da ne yazık eleştiri görecektir. Önce son kısıma bakalım.
Ama ikinizde üzülmeyin
Tek bir yürek te olsam
Yıkılmayacağım
Çünkü ben sizin evladınızım
Artık aslı yitik bir evlat yok
Yeniden bağlandım hayata
Beni izliyorsunuz biliyorum
İçimdeesiniz
Burcu burcu kokuyosunuz
Sizi seviyorum...
... Şiir anneye yazılmış bir şiir. Şiirin ortalarında bir de sevgili karışıyor duyguların ortasına. Ama son kısımda babayı da karıştırmışsın ve şiirin anneye yazılmış olması ihtilafa düşmüş.
Önemle iletirim ki şiiri uzun tutmak beceri ister. Bu nedenle fazla uzatmamaya gayret göster. Zira özetle diyeyim ki son kısmı değiştir ve fazla uzun olmayan bir cümle ile bağla. Karşılaştırma yaparak bir bakalım.
Üzülme Anne!
Sen olmasan da yanı başımda yılmayacağım.
Aslını yitirmiş bir evlat olarak çıkmayacağım karşına.
Biliyorum , beni izliyorsun,
İçimde bir yerlerde bana benden daha yakınsın.
Ve kokun anne... kokun hala üzerimde
Sen yanımda olmasan da seviyorum,
Seviyorum seni anne...
__ benden bu kadar sevgili dost... Şimdi şiirin son enenmiş haliyle bir bakalım mı ne dersin.
....
____ANNEM ‘ E ____
Yanımda olsaydın eğer
Her gün içinde kimsenin olmadığını bildiğim
O tek odalı bir başıma kaldığım....
Soğuk,
Karanlık
Meçhul evimin kapısını açmak için
Dakikalarca oyalanmazdım kapıda
Sen açardın kapıyı bana
Sofra hazır mı diye sorardım içeri girdiğimde.
Yemeğimi yerdim
Saçımı okşardın,
Yüreğimi okşardın
Arkandan göz yaşlarımı biriktirdim
Şimdi ona hüzün denizi diyorlar
“Cennet anaların ayaklarının altındadır”
Beni ayağında ezen sen ol cehennem vız gelir be annem
Koynunun sıcaklığı
Ellerinin sıcaklığı yok ya neylersin...
Hastalandım geçenlerde, ama sen yoktun yanımda
O kadar zoruma gitti ki
Senin elinden acı da olsa bir çorba içememek
Senin üflediğin kaşıktan yiyememek
Şimdi geceleri kan ter içinde uyandığım zaman
Alnıma ıslak bir bez koyacak kimsenin olmaması o kadar zoruma gitti ki...
Senin yokluğundan olsa gerek
Hep birilerini sevmeyi denedim
Senin bende eksik kalan yanını
Doldursunlar istedim
Sevmek istedim anne,
Seni sevdiğim gibi karşılıksız sevip, sevgi dilendim.
Tahmin edemedim gideceğini,
Tahmin edemedim bir ömür seveceğim kızın terk edeceğini.
Sevmek istedim anne seni sevdiğim gibi.
Ah be anne!
Yokluğunda bir onun omzuna yasladım başımı,
Ve ağladım ona sarıldım sımsıkı,
Yokluğunda bir o vardı anne, yalnız o vardı.
ve gitti anne, o da gitti
o da yarı yolda bırakıp terk etti.
sanki yetmiyormuş gibi acılarım,
bir dolu çileyi yükledi gönlüme ve gitti.
Ben ''seni seviyorum'' un sadece seviyorum kısmı ile ilgilendim
Çünkü ''taşı sevmedim''
Sadece '' seni sevdim''
Duydum ki evlenmiş bizim Rıza,
Annesiyle beraber gitmişler kız istemeye
O gün bu gündür takılır durur kafama anne,
Anne takılır kafama bu soru işte...
Takılır kafama ve yorar beni kimle gideceğim diye...
Benim mutlu olmam için sen lazımsın
Her akşam dönmen için yıldızlardan tuttuğum dileğin tutmasını diliyorum
Babamın bana bıraktığı nasihatleri olmasa
Yaşayabilir miydim bilmiyorum?...
Üzülme Anne!
Sen olmasan da yanı başımda yılmayacağım.
Aslını yitirmiş bir evlat olarak çıkmayacağım karşına.
Biliyorum ,
İçimde bir yerlerde bana benden daha yakınsın.
Ve kokun anne...
kokun hala üzerimde
Sen yanımda olmasan da seviyorum,
Seviyorum seni anne...
Şiir: Emrah ATEŞ ( zekocan )
Yorum- Düzenleme: Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA (Sevdazan)
Etiketler:
Emrah Ates