BİR KEZ DAHA VAR MISINIZ? MUCİZEYE !

7 Ekim 2009 Çarşamba Gönderen ELÇİN'İN YERİ
İzmir de o yavruların yüzlerinde 5 dk bile olsa tebessüm yaratma çabası içindeyken sevgili bazen ben-yasemin ile mailleştik. Birbirimizi önceden de takip ediyorduk ama bu çok hassas konu için mailleşirken Yasemin'e İzmir'deki hastaneye çok önemli bir yardımın yapılması için yüreği büyük bir yardımsever ile uğraştığımızı ama olayların çok bambaşka noktalara geldiğini, önemli olanın o çocuklar değil bazı kişilerin sadece menfaatlerini ön plana aldığından bahsetmiştim. Ve kendisi bana inanılmaz bir şey söyledi. O an sevinçten havalara uçtum. "Sen üzülme elinden geleni yaptın, peki Ankara Onkoloji Hastanesinde yatan yavrular için bu yardım yapılamaz mı ?" diye sordu. Ben de cevap olarak "1 hafta içinde Ankara'dayım" dedim . :)

Yasemin e burdan bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Hastane de gösterilen ilgi ve o bölümün nasıl daha iyiyiye götürebilmesi için verilen emek beni çok mutlu etti. Malesef İzmir ve burası arasında siyah ve beyaz kadar fark var ...

Hastane baş hekimi Mahmut Koç'a, İzmir için sizlerle birlikte yaptıklarımızı anlatmaya başladım. Ve aradan bir kaç dakika geçmeden gözlerinde servisle ilgili haklı bir gururla " bizim servisimizi gezmek istermisiniz ? "diye sordu...

Baş hemşire yardımcısı ile servisleri gezdik. Kendimi, başka bir yerde sandım açıkçası. Dürüst olmak gerekirse, böyle bir yer beklemiyordum. Baş hekim yardımcısı Gültekin Bey, hematoloji uzmanı, hematoloji klinik şefi ve kemik iliği nakli direktörü Doç.Dr. Fevzi Altuntaş, hematoloji klinik sorumlu hemşiresi Gamze hanım, kemik iliği bölüm sorumlusu hemşire Şerife hanım, çocuk gelişimi uzmanı Sabahat hanım...,, hepsi ilgili oldukları bölümler hakkındaki konuları, eksiklikleri anlatırken bu işin ne kadar gönül ve en önemlisi emek işi olduğunu gösterdiler.
Oyun bölümünü gezerken bir yavru, Sabahat hanımla oyun oynuyordu. Ben sohbete başlamadan önce not almak için kalem rica ettim öğretmenden. Kendisi, kalem için kalktığında yavruyla sohbet etmeye başladım. Aynı İzmir'deki o kuzucukların yüzünde olan gururlu, mağrur ifade vardı.
- Merhaba !. Benim adım Elçin. Oyunu kim kazanıyor ?
Önce cevap vermedi. Utangaç bir yüz ifadesiyle iki elini havaya doğru kaldırdı bilmem şeklinde.
- Adını öğrenebilirmiyim ?
- Alpay
- Alpaycığım, benden istediğin bir şey var mı ?. Canının çektiği veya yapmak istediğin ne varsa bana söyleyebilirsin ...
Başta hiç bir şey istemedi. Ben ısrar edince, beklediğim cevabı verdi.
- Araba.
Fakat bunu söylerken o kadar asil bir şekilde söyledi ki ona, o an dünyadaki tüm arabaları almak istedim...
Benden uzaktan kumandalı siyah bir jeep istedi.
- Tamam sözüm söz. "En kısa zamanda sana, o arabayı yollayacağım dedim". Adresini öğrenmek istedim ama ezbere bilmiyordu. Ve bana evini tarif etmek için verdiği mücadeleyi görmenizi isterdim.
Öğretmenine, "ne kadar zaman daha burada ?" diye sordum. Arabayı yolladığımda, "orada olur mu ?" diye düşündüm çünkü. Ve yaklaşık 1 sene daha ordaymış...
Biz öğretmenle neler lazım, onları konuşmaya devam ettik. Fakat arada Alpay, o güzel gözlerini kocaman açarak evini tarif etmeye çabalaması beni çok duygulandırdı. Semtini sokağını biliyor ama kapı numarasını bilmiyor yavrum. Dedim ki, "Sen içini rahat tut, en kısa zamanda o araba senin olacak". Bana "tamam" derken bir bakışı vardı ki.. İşte, benim tüm çabam, o gülümseme için .. O an Alpay ellerini cebine soktu. Birden bana, "Bundan yer misin ?" dedi.
Dönüp eline baktım.. O an, benim için her şey durdu. Bir kaç saniye ellerine baktım. Cebinden bir kaç tane şeker çıkarmış ve benimle paylaşmak istiyor. O an bana çok daha büyük bir hediye verilse, bu kadar mutlu olamazdım asla. 5 yaşında dünyalar yakışıklısı bir yavrudan bir şeker...
Başta tereddüt ettim alıp almamak konusunda. Kıyamadım onun şekerlerine, ama bana "al .." der gibi bakan, boncuk boncuk gözlerini görünce, "tamam bir tane alabilir miyim ?, o zaman" dedim. Ayrılırken bana bakışını, ömrüm boyunca asla unutamam ...
Eve dönene kadar o şeker elimdeydi. O şekere bakıp düşündüm ve kendime sordum, "neden o yavrular ?".
Servisleri gezerken tüm yavruların o dik duruşları, her şeye rağmen verdikleri büyük mücadele karşısında, yüzlerindeki o gülümsemeyi görünce içimden "Elçin senin ne haddine ağlamak ? onlar bu kadar dik dururken" dedim...

HAYDİ ! ... Oradaki çocuklarımız için hep birlikte, bir mucize yaratmaya bir kez daha varmısınız ?..

elcinkirman@hotmail.com


Etiketler: , ,

Bu Yazara ve İlgili Etikete Bağlı, İlginizi Çekebilecek Olanlar



  1. Elçin'im; güzel bir girişle hoş geldin :)

  2. Elçin Hanım ! Hoşgeldiniz ve Sefalar Getirdiniz !
    Yazınızı ilk okuduğumdan bu yana listedeki kalemlerden benim temin edeceklerime bakıyorum.
    Sevgiler..

  3. gülencim çok teşekkür ederim :)

    ali bey teşekkür ederim çok naziksiniz...
    hep beraber bir kez daha mucize yaratacağımıza inanıyorum

  4. sevgili elçin hoş geldin inanmak başarmanın yarısıymış..bu konyla ilğili mailine bir bakabilirmisin??

  5. sevgili içimdeki yolculuk mailime baktım ama bir şey mi kaçırdım ? eğer istemeden bir şey kaçırdıysam lütfen kusura bakma .çünkü bu 1 hafta içerisinde sağlık anlamında bir sürü sorunla karşılaştım ailemde ve onlarla ilgileniyorum ayrıca
    ve birde bu konuyu yanı kanser hastalarını çok kafaya taktım...bir an önce çözmek istiyorum eksiklikleri...rica etsem tekrar mail atabilirmisin

  6. Elçin, çok güzel, çok duygulu bir yazı olmuş. Sanki bende o an senin yanındamışım da Alpay'ın gözlerini görmüşüm gibi hissettim.Ben de oradaki çocuklarımız için elimden geldiği kadar bir şeyler yapmak isterim.

  7. sevgili bizim gibiler hep beraber çok güzel şeyler yapacağız :)
    sevgiler

  8. Sevgili Elçin;
    Mucizeler ellerinden ellere ulaşsın, hak hizmetini kabul etsin, sevgiler.

Yorum Gönder

İnsana Dair ve İnsanca Her Türlü Halin ve Yorumun Üstünlüğüne, Biricikliğine İnanıyorsanız. Lütfen Siz de Paylaşın.