Sen Daha Ne İdin Nasıl Büyüdün Zulme Çocuk

12 Ocak 2010 Salı Gönderen Gülen Tezer
Beş yaşında.
Çöp kutusunun yanında bulunduğunda ağır yaralı bedeni yaralarına dayanabilse bile biraz daha orada kalsa soğuktan donarak yok olup gidecekti..
Mendil satmaktan başka hiçbir şey bilmeden, hiçbir duygu tanımadan, okula gidemeden ve daha bir çok şeyi yapamadan..
Hayata meydan okumak nasıl bir şeydir onun yaşında?
Bütün tehlike ve pisliğine karşın bir sokak başına salıverilen küçücük bir çocuk.
Soğuk, küçük bir çocuk, bir sokak ve çocuğun elinde kanlı kağıt mendiller.
Onu sokağa bu işi yapması için salan anne-baba dediklerimiz.
Dört tane daha var onlardan.
Evet, çocukların adı, bu anne baba tipleri için sadece 'onlar'!
Her biri bir köşe başını tutsa; yazın cayır cayır bedenleri, kışın buz tutup çatlasa elleri.
Önemsiz..
Nasıl hazırlanır hayata bu çocuklar?
'Ben mendil satarak buraya geldim' diyen kaç kişi çıkar aralarından?
Ki nereye gelirlerse gelsinler çocuk anılarından kalanlarla iflah olur mu yaslı ruhları?
Olmaz.
Onlar mendil satarken ya da benzer bir şey; önlerinden anne babasının elinden tutmuş neşe içinde yürüyen bir çocuk geçse iç buruklukları saplanacak kalbine bir ok misali.
Var mı bir telafisi, var mı görüntüyü hafızalarından silecek bir tuş?
Bir çocuk, hem de bu kadar küçüğü neden mendil satsın ya da benzer işin peşine düşsün?
Okula gidecek, okuyup adam olacak.
Anne babalar bunun için çocuk sahibi olmuyor mu?
Biz böye bilirdik.
Beş yaşındaki çocuğunu sokağa mendil satsın diye salan anne baba şu an karşımda olsa, onlara duyduğum öfkeye hakim olmak için kılımı kıpırdatmam.
Bunun için mi çocuk sahibi oluyorsun?
Dört tane doğurduğun için mi değersiz bu çocuklar?
Anne olmayla ilgili sağlık sorunun olmadığı için mi bu kadar hoyratsın?
Zırt pırt doğurabildiğin, hayatında sadece bu beceriye sahip olabildiğin için mi beş yaşındaki çocuğuna bu kadar acımasız davranabiliyorsun ?
Biz gözümüzden sakınırken değerlimizi, sabah kapı önünden geçen okul servisine elimizle teslim ederken sen nasıl bu kadar sorumsuz davranabilirsin?
Bir evlat sahibi olmak için zaman, servet ve bu uğurda bozulmuş ruhlar biliyorum düzeldiğine tanık olmadığım..

Anlamıyorum, benzer tipte mazisi kirli aynı aileye çocukları nasıl teslim edilir?
Bu çocuklar neden daha önce devlet korumasına alınmadı?
Bu suç, ikinci kez suç işlendiğinde cezai işlem uygulanacak türden bir suç değil!
Bu bir suçtur, çok ciddi bir suçtur.
O çocukların güvenli bir ortamda yaşayabilmelerinin yolu böyle vahim bir olay sonrasında gerçekleşmemeliydi.
Faşizan bir yaklaşım hiç değil; bu tip anne baba ruhundan uzak kişiler kısırlaştırılsın ki hayatlarını idame ettirmek için bir meta olarak gördükleri çocuklar getirmesinler dünyaya!

Ya diğer çocuklar?
Aynı işi yapan 'rakip' çocuğun vücuttaki en sert kemik olan kafatasını kıracak derecede hırpalayan diğer çocuklar?
Kavganın, gücü yetenin diğerini hırpalamasının sorun çözme biçimi olduğunu düşünen çocuklar. Pastadan pay kapmanın farkına 'şimdiden' ve hem de 'bu' biçimde varmış olan çocuklar.
Bu çocuklar büyüdüklerinde ne olacak?

Beş yaşında hem beden hem ruh olarak bu kadar ağır ve acılı bir travma yaşamış bu yavru hayatı boyunca iz taşıyacak ruhunda. Her köşe başı onun için korktuğu bir yer olarak görsellenecek zihninde, çöp kutularının yanından her geçişinde yediği feci dayaktan sonra ölüme terk edilmişliğini hatırlayacak ömrü boyunca..

Durmayın en az üç çocuk yapın diyenler, yapmışlar işte; hem de üç değil dört tane.
Bunun için mi çocuk sahibi olsun insanlar, bakamayacakları çocukları yapıp sokağa salsınlar ve bir daha da toparlayamasınlar diye mi?
Böyle bir anne ve babanın varlığına inanmak istemeyen aklım ne yazık ki olanların farkında.
Niyetten geliyor her şey.
Dört ya da daha fazla çocuğu olan her anne baba böyle değil neyse ki; şükürler olsun ki değil!
Kısırlaştırma önerim halen sürmekte..


Sen daha çok küçüksün, çabuk iyileş çocuk..

Etiketler: ,

Bu Yazara ve İlgili Etikete Bağlı, İlginizi Çekebilecek Olanlar



  1. Gerçekten içler acısı, kelimeler anlamsız kalır.

  2. ben de biliyorum senelrde çocuk sahibi olmaya çalışıp bir dünya borca giren ama sonunda umudunu yitirip küsen.
    adaleti olsaydı dünyanın böyle bozuk ruhlulara vermezdi çocukları yahu !

  3. Ah Gülen'im ahhh! "ONLARDAN" o kadar çok ki...

    Adı yok o çocukların, doğur sal sokağa! Sanki doğurmakla iş bitiyor, sanki sadece doğurmakla, doğurtmakla ana-baba olunuyor!

    Ve onların kurtulma şansı yok. Çünkü onların Amerika'da okumaları için burs verecek yakın arkadaşları, bir telefonla şu kadar dolar gönder diyebilecekleri, "al gülüm ver gülüm" hesabı içindeki dostları yok... En az üç çocuk diyenlerin hangi hesapla bunu yaptığının ayırdına varacak bilinçleri de yok...

  4. sözlerim kalmadı söyleyecek tıkandım ben:((

  5. iç geçirmek yetmiyor aslında ama ............................
    senim bu güzel ve anlamlı yazının üzerinede bişi yazasım gelmedi canım yaa:((((((((

  6. En çok kime kızmalı kime haykırmalı çığlık çığlığa. İnsanları hem bu kadar çaresiz, hem bu kadar cahil bırakanlara mı? Çocuğunu geçim kaynağı olarak gördüğü için bir tane, bir tane daha çocuk yaparken, onların istikbalini düşünmek aklına bile gelmeyecek kadar hayvani güdülere sahip, bilinçsiz o ana babaya mı? Ülkede hergün açlık sınırının altındaki insan sayısı hızla artarken çocuk yapmaya teşvik edilmesine mi isyan etmeli..?

    Kimileri, bir evlat sahibi olmak için servet dökerken, kimileri asla çocuk sahibi olamayacak ya da herşeye rağmen çocuk doğurmayı hayatı pahasına tercih ederken, bazıları sakat yavrusunu okşarken bile incitmekten korkarken, binlerce çocuk sokaklarda köprü altlarında,aklımıza bile gelemeyecek acılara işkencelere maruz kalıyor. Bazıları da 5 yaşında mini minicik ana kuzusuyken mendil savaşında komalık oluyor.

    Sevgiler canım

  7. Adsız

    Gülencim burada bir köy var köy halkı dilencilikle geçiniyor geçinme değil hatta zengin oluyor hepsinini son model arabaları var petrolleri ve daha neler neleri bir meslek haline gelmiş kışalrı yazları mevsimlik işçi gibi farklı yerlerdeler...
    tüm aile ve o aile
    ve bu pisliğin içine çocukları sokmam bu sonucu getiriyor malesef
    üzüldüm hemde çok
    yapmamız gereken bunların bu yolla para kazanmasnı engellemek..
    sevgiler

  8. Sevgili Gülen !
    Belli ki o kadar üzülüp o kadar kızmışsın ki; yazı başlıksız ve resimsiz düştüydü. Yazıya şöyle, o da baş kısmına göz atıp uygun bir fotoğraf aramaya koyuldum. Nedense bunu ve yukardaki başlığı secip tekrar yayınladım. Yeni haliyle tekrar okumaya başladım. O resimle birlikte 1.5 paragrafı bile bulamadı okumam. Boğazıma düğümlenenler, beynimin içine, ruhumun sokaklarına sıkışanlar bir türlü akamadılar ne gözlerime ne de parmaklarıma. Gecenin geççe bir vakti olmasına rağmen gittim rakıyı aldım. Koydum monitörün önüne, içtim, okudum, ağladım. Ağladım onun dövülüşüne, üşümesine, mendil satan ufak ellerine ve senin dediğin gibi bir de hiç iflah olmayacak çocuk ruhunun artık o ışık görmeyecek bahçelerine. Onu doğurana ve dölleyene ne ANA nede BABA sıfatını kullanmam. Sokak köpekleri bile bunu yapmaz. Sokak köpekleri bile onun ANAsından Babasından daha saygıdeğer daha insan.
    Zaten benim aklımda hep oldu;
    1- Evlenmek istiyorsan 5 tane psikyatr ve psikolog ve hekimden oluşan bir heyetten evliliği sürdürebileceğine dair yetkinlik belgesi alacaksın.
    2- Çocuk sahibi olacaksan da benzeri bir heyetten rapor alıp bir de maliyeden kağıt getireceksin. Bir çocuğa bakacak bilinç kültür ve iktisadi yeterlilikte olöduğunu ispatlamak için.
    3 tane yapmayı tavsiye edenin bebeleri acaba mendil mi satmış yoksa amerikada babalarının değilde başkalarının bursu ile mi okumuşlar.
    O garibimin ne amerikada okuyacak bursu ne de bir annesi babası vardı. Hem adama sormazlarmı o üç çocuk sahibi olmayı fazilet gibi gösteren bireye ?. Efendi sana verilen oyları biz bu çocuklar kurda kuşa yem olsun diye mi? verdik.
    İçim çok ama çok burkuldu. Bir tuhaf oldum.
    Sevgiyle ...

  9. Gülen çok önemli bir konu bu!
    İstanbul'da o kadar çocuk varki böyle!Bana çocuklar bu mendili uzattıklarında ben çocuklardan mendil almıyorum diyorum.Annene söyle benden mendil almıyorlar anne ben çocukmuşum de diyorum.Canım o da bir şey anlamıyor ki, çok küçük alıyorlar abla diyor.Aslında kimse almasa iyi olur.Bir şekilde eylem olur.Ama çözüm değil tabiki.
    Seni yazından ötürü tebrik ediyorum.
    Sevgiler...

  10. Sevgili Bucanni; Her böyle bir çocuk gördüğümde ellerini ısıtmak isterim soğukta. Kirli ellerini. O kadar üzülüyorumki :( Çocuk bunlar, çocuk. Okula gidecekler, okuldan gelecekler. Akşam yemeğine kadar anneleri onlara bir bardak sütle bir dilim kek verecek atıştırmalık..

    Sevgili nalan; o insanları da hak vermekle birlikte çok da anlamıyorum.. Olmayan bir şey için üzülmekten sağlığını kaybetmektense olanların varlığıyla mutlu olmaya çalışmalı insan. Hepimiz aynı şansla doğmuyoruz. Benim de çocuğum yok ve asla da olmayacak. Bunun için hiç de zindan etmiyorum hayatı kendime. Çok haklısın küsüyorlar hayata ama hayat o küskünlük sırasında akıp gidiyor.. Yine haklısın, bu hiç adil değil ama yapacak bir şey yok..
    Benim ille de çocuk isterim diye tutturup beş tüp bebek denemesinden sonra meme kanseriyle mücadele eden bir arkadaşım var.. Yazıya itiraz etmek yerine olan için mutlu olmalıyız.. Haksız mıyım?

    Sevgili Aysema öğretmenim; ben çok fazla sokağa çıkamıyorum. Çıktığımda da hep bir iş peşinde olduğumdan çevreme dikkat etmeden acele hareket ediyorum. Yağmurlu bir günde arkadaşım yanımda yürürken yalınayak 'ONLARDAN' bir çocuğun gençten bir delikanlı tarafından lafa tutulduğunu gördüm. Kulak kabarttığımda delikanlının yalınayak çocuk ve yanındaki arkadaşına aç olup olmadıklarını sorduğunu duydum. Çocuklar aç olduklarını söylediler. Delikanlı gelin dedi ve çocukları peşine takıp götürdü. Sonrasını bilmiyorum! O çocukların başına ne geldi, o delikanlının gerçek amacı gerçekten çocuklarını karınlarını doyurmak mıydı asla öğrenemedim :( Bu çocuklar ne kadar açıklar her türlü tehdit ve tehlikeye :(
    Haklısın öğretmenim; bilinçli biçimde bilinçsiz bırakılma politikalarının meyvaleri bu çocuklar..

    Sevgili Funda; şimdi bu dört kardeş yavrular yurtta büyüyecekler.. Neyse ki artık yurda verilen her çocuğa sevinir hale gelmişken bu çocukların hayatlarının daha iyi şekilleneceğini düşünüyor olmak benim için ayrıca teselli kaynağı oldu.. Düşünebiliyor musun, bunlarla teselli buluyoruz biz :(

    Sevgili Sevim; ben bu yazıyı üzerinde hiç oynamadan bastım. O kadar üzüldğm ki olduğu gibi gönderdim.. Yahu el kadar çocuklar bunlar. Düşününce çıldırasım geliyor :( Nalan abla Amerika'dayken aileleri çocukları düştüğünde ya da ufak kaza geçirdiğinde devlet çocuğu almasın diye saklıyorlarmış, kimseye söylemiyorlarmış. Biz de devam edelim üç maymunu oynamaya :(

    Sevgili Çınar; ortaya hepsinin birbirine ucundan değdiği çok karışık denklemli bir problem çıkıyor. Farkındayız ama sanırım farkında olmak da yetmiyor. Bilinçsiz, cahil deyip geçiyoruz ama insanlar açken nasıl bu kadar rahat ve çok çocuk sahibi olabiliyorlar. Bilinçsizlik tamam ama hiç mi mantıkları yok bu insanların?? Umarım bir gün seslerimiz birleşir..

    Sevgili Asyaselda öğretmenim; okuduklarıma inanamıyorum diyeceğim ama bu yavrunun da ailesinin yaşadığı yer bu yolla para kazanan insanlarla dolu :( Bunun normal olarak algılanan bir geçim kaynağı olduğunu düşünmek bile istemiyorum :( İmece usulü adamların hayatlarını idame ettirmelerine biz neden oluyoruz demek bu :(
    Çocuklardan hiçbir şey almıyorum ben..

    Sevgili Şanslı; aramıza dönmene çok sevindim. Funda'dan dolayı haberdar oldum senden. Bir kaç gün dinlenme süresi vermiştim senin için kafamda, arkasından eyleme başlayacaktım.. Yazmak iyidir. Ben yıllardır gitmiyorum İstanbul'a ama yoksulluk sınırı, nüfus, işsizşil arttıkça bu çocukların çoğalacağı aşikar. Çocuklara söylediğin benzer cümleleri o çocuklara rastladıkça ben de kuruyorum. Aslında hepimiz söylediğin gibi yapsak o çocuklar da evlere sonra da umarım ki okullara giderler..

  11. Abim abim Ali abim sevgili Ali abim; yok ben bilerek görselsiz ve başlıksız düşürdüm yazıyı :) Ali abim en güzel başlığı bulur, ondan güzel fotoğraf bulan hani kim var diye bile bile öyle yaptım :) Yanılmamışım. O can kırmızısı içinde yattığı yerde muhtemelen soğuktan ağlayan çocuk görüntüsünden daha iyi hangi kare anlatabilirdi içeriği? Teşekkürler abim.
    Telefonda da konuştuğumuz üzere, o maddelerin her birine pabuç kadar dilimle tek tek teeeek katılıyorum.
    Gerizekalılar doğurmasın! İşte o kadar!

  12. Valla bu blogger yorumlarimi yiyor:(( Bakalim bunuda yiycekmi?

  13. Bu gün yemiyormus:)) Gülenim dün bu yazina yorum yazmistim, blogger yalayip yutmus:(( Bu konuda düsündüklerimi sen nasil olsa biliyorsun, bilmediklerinide aksam telefonda anlatirim. Allahim bu insanlara akil fikir versin, gerci bunlara insan demek icin bin sahit lazim da:(( Hadi benim iyice sinirim bozulmadan ben gittim...
    Öptüm canimin ici...

Yorum Gönder

İnsana Dair ve İnsanca Her Türlü Halin ve Yorumun Üstünlüğüne, Biricikliğine İnanıyorsanız. Lütfen Siz de Paylaşın.