Şiirimizdeki bok ve şiirimizdeki skype

14 Ekim 2009 Çarşamba Gönderen Emrah Ateş

Nisan ayı. Kitaplık dergisinin 31. Sayfası. Edebiyat dergileri biriktireniniz varsa açın tekrar bakın. Yada hatırlarsınız Güntan mevzusu dediğimde. Nedir bu güntan mevzusu ? Hatırlatayım ;

Malum nisan ayı kitaplık dergisinde Ahmet Güntan’ın yayınlanan bir şirii. Ortadoğuda bok. Şiirden bir dize aşağıda.

Nimetten arta kalandır – yeşil / katı – sarı / yumuşak – kahverengi / uzun – su gibi olan, pis kokar – ince uzun / yeşil – suda kopmadan çıkar – kısa kalın – uzun kalın – bazen çıkmaz, direnir – posalı yersen kıvrılarak çıkar /– sulu yersen yumuşak –”

Nasıl? Mide bulandırıcı di mi ?

Ortadoğuda ki bok derken resmen ironi kullanılmayıp direk bok anlatılmıştı veOnur Caymaz ile daha sonra Ahmet Hakan’ın olaya el atmasıyla bu mevzu bir süre uzayıp gitmişti. Hatta Ahmet Güntan’ın yakını olan diğer şair ablamız(!) Lale Müldür Onur Caymaz’a cevaben yazılar yazmıştı. Neyse geçelim bu bok’dan mevzuyu...

Varlık dergisi Eylül sayısı. Sayfa 65. Lale Müldür ile Seyhan Özdamar’ın ‘’ skype’tan beni ara ve yalnızlık gelir öyle isimli şiiri. Başlıktan bir gariplik sevmiş olmalısınız. Ama bir de şiirin içeriğini görene dek bekleyin.

Dikkat et erkekler araba gibidir...
Gibiyse Kadınlar kaskodur onlara
B l a c k s t e l l a a!
Sakın çarpma

Kara kara yıldızlara mı d i k k a t e t
E r k e k le r a r a b a g i b i d i r...
Skype’tan beni ara

D i k k a t e t e r k e k l e r a r a b a k u l l a n m a y ı b i l m e z ...
Skype’tan tan vakti beni ara
Kadınlar hiç bilmez...
Skype’tan beni ara

Erkekler kadınlar birbirini bilmez
Telesekreter çıkarsa not bırak
Dııı dıııı dıııı diii diii diii
( direksiyonun ardında bir kadın
yaklaşırsa bana kaçacak delik ararım )


telesekreter çıkarsa not bırak
B l a c k s t e l l a a!
Birazdan kavşağı döneceksin
Karşında bir kadın olacak ha ha haaa
Ha ha ha haaaaaaaa be hi hi hi
İ
İ
İ
iiiiiiiiiiiiiiiii
İ
İ

Dikkat er telesekreter çıkarsa not bırak ve msn’i kapa
Ya da bilgisayarıma dön ve yeni bir metin hazırla
Denizlere açılmayı düşlerken dalga işte bilgisayarla

not: şiirin arasındaki harf boşukları vede dizilimlerine kadar hiçbir yanlış yoktur. nasıl yazdıysam dergidede öyle.

Şiirden birşey anlayanınız var ise lütfen bana yazsın. Ben ne amaçla yazıldığını anlamadım çünkü. Yazmıyorda yani.

O ki Lale Müldür şair(!) ( Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursu alarak İtalya'ya Floransa’ya gitti. Türkiye’ye dönüşünde birer yıl Ort Doğu Teknik Üniversitesi Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. 1977’de İngiltere’ye giderek Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisansını, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master derecesini aldı. 1983'te Belçikalı ressam Patrick Jacquart ile evlenerek Brüksel'e gitti. 1983-1986 arasında burada yaşadı. 1986'da yurda döndü. )

O ki Varlık en iddialı edebiyat dergilerinden(!)

Ki varlığa sırf yayınlasın diye 3 ay önce bir sürü şiir gönderdim yayınlamadılar. Belki ben beceremiyorumdur artık bu işi der iken bu şiir sinirlerimi ister istemez hoplattı. Kıskançlık değil benim ki ? Güzel olsa amenna. Böyle büyük bir şairin böyle bir şey yazması başlı başına bir fiyasko bence. Şimdi bu şiiri alırlar ’’ yeni nesil şiir- çağdaş şiir- cart şiir- curt şiir’’ diye kategorize edip su üstüne çıkarlar. Msn’den titret beni diye bir şiir mi yazmalıydım acep ?

Bu da varlığa gönderdiğim benim bir şiirim. Karar sizin ?

Büyümeye yüz tutmuş ben

iklimsiz çorak bir yerde kurak
elindeki çiçeği dikersem belki açar
belki'nin anlamını henüz kavrayamamıştım tabi o zamanlar

o tenha köşebaşlarının
sofrabaşı kuru ekmeğe talim sevdaları
biraz savaşarak
biraz kırılarak ve
biraz sevişerek

bilhassa bütün çaba,
umudu ayakta tutma çabası
yıkılmaması için dikilen tuğlalar
dökülen betonlar
örülen duvarlar

ve örümcek ağında kalmış
günahtır diye dokunamadığım bir sevda
hiç ulaşamadım hiç bulaşamadım ben günaha
evet ben günahsız
sevdasız büyüdüm...


Saygılar...

Etiketler: , , ,

Bu Yazara ve İlgili Etikete Bağlı, İlginizi Çekebilecek Olanlar



  1. Sevgili Emrah,

    Her şeyin giderek yozlaştığı bir zamandayız yazık ki... Ne insanlar eski insanlar, ne ilişkiler eskisi gibi... Her şey kirleniyor.

    Bunda sanatın etkisizleştirilmesinin büyük katkısı var. Gerçek sanatçıların bile dışlandığı bir ortamda genç edebiyat heveslilerinin yeşerecek ortam bulamamaları çok da yadırganacak bir durum değil aslında.

    Para her şeyin önüne geçmiş. Paran kadar konuş deniyor artık. İyiden güzelden doğrudan yana olanlar dışlanır oldu.

    Varlık dergisinin eski sayıları dolaplarda yığın yığın. Kitaplık'ı çok sevemedim zaten.

    Örnek için diyecek söz bulamıyorum. Sen zaten denilecekleri söylemişsin. O şiir değil ki!

    Edebiyatı, şiiri, tiyatroyu yok ettiler. Onun için de insan sevgisini yitirdik. "Şiir olmayan yerde İnsan sevgisi de olmaz" demiş Saait Faik...

    Edebiyat bizde uyuyan güzel duyguları uyandırır değil mi Emrah? İşte tam da bu nedenle buradayız. Unuttuğumuz güzel duygularımızı uyandırmak sıcacık insan yürekleriyle birlikte dostluğa, güzelliklere yelken açmak için...

    Çok uzattım sanırım. Yaza yaza yazma yeteneğimiz gelişecek. Bu güzel şiirin devamı da gelecek sevgili genç arkadaşım... İyi ki buradayız ...

  2. Atatürk'ten bir özlü söz;

    İnsanlarda bir takım, ince yüksek ve asil duygular vardır ki, insan onlarla yaşar. İşte, o ince yüksek derin ve asil duyguları en çok duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen ŞAİR dir.

    Herhalde Atatürk'ün bahsettiği şair, senin yazında anlattığın şair(!) olamaz.

    Herşeyin yozlaştığı gibi sanat ta yozlaştı. (Ne kadar kaldıysa)


    Sevgiler

  3. Sevgili Emrah !
    Yeni Yazı Dizime İlham Konusu Oldun. Başlık Aynen Şöyle;
    Türk Şiirinin Dışkısal SpektroFotometrik Analizinin Toplum Üzerindeki İletişimsel Etkileri .
    Nasıl ama başlık. Züüper..
    Tabii gayet normal. Blog yazarlarına da bak. Berbat Türkçe en çok prim yapan değer. Katla buruştur içine et. Dışkısallık, Seks popülarite kazandırıyor. Eh Yazarlar böyle yapıyorsa, imamla cemaat arasındaki dışkısal ilişki çıkıyor ortaya.
    Ellerine aklına sağlık.
    Sevgiyle.

  4. hepinize çok teşekkürler
    Ayrıca ali abi züpperrrsin :)

  5. Hiç kafana böyle şeyleri takma bence.
    Bak ben de Ali abi gibi fotoğrafa meraklıyımdır. Ama çektiğim fotoğrafları hiçbir yere göndermem. Ben beğendikten sonra el alemin ne dediği hiç umurumda değil çünkü.
    Senin yerinde olsam o şiir denilen şey yayınlandıktan sonra o dergiyi de bir daha almazdım.

  6. şiir yazmak ile şair olmak farklı şey
    bir hayalim var diyordum;
    bir kitap
    ve o kitabı basmak için ya çok param- ya çok torpilim- ya çok şansım- ya da çok referansım olmak zorunda
    adamlar diyor ki; hani hiçbri dergide yayınlanmamış şiirin, basmayız...
    o zaman mecbur gönderiyorsun
    he varlık almayı kestim mi, kestim.
    orası ayrı...

Yorum Gönder

İnsana Dair ve İnsanca Her Türlü Halin ve Yorumun Üstünlüğüne, Biricikliğine İnanıyorsanız. Lütfen Siz de Paylaşın.